Son dakika: Bakan Fidan’dan CNN Türk’te ABD’ye PKK/YPG uyarısı: Düşmanımı beslersen, buna sessiz kalamam!

Bakan Fidan’ın açıklamalarından satır başları şöyle; Öncelikle ağırladığınız için programınıza teşekkür etmek istiyorum. Türkiye seçimlerde bir demokrasi şöleni yaşıyor bildiğiniz gibi. Alanda da gerçekten çok dinamik ve canlı bir seçim var. Benim özellikle aday arkadaşlarıma destek olmak için gittiğim illerde büyük coşku var. Ben AK Parti’nin bu seçimde büyük bir başarıyla seçimlerden çıkacağına inanıyorum. Demokrasimiz çok kıymetli var gücümüzle buna sahip çıkacağız. 

Ben kişisel olarak baktığım zaman bir vazife insanıyım. Genel merkezin belirlediği bir koordinasyon merkezi var. Biz o illere gidiyoruz aday arkadaşlarımıza desteklerimizi veriyoruz, halkla bir araya geliyoruz. Çok yoğun ve dinamik bir süreç var. Biz halkımızın teveccühüne elimizden geldiğince layık olmaya çalışıyoruz. 

“PKK KENDİLERİNİ MİSAFİR EDEN ÜLKELERİN DÜŞMANI”

Masadaki çalışmalarımız fevkalade önem arz ediyor. Irak’la güvenlik anlamında temas halindeyiz. Irak son 4-5 yıldır gerçek manada belirli miktarda savaşsız durumda. Biz Bağdat’ta hükümetlerle uyumlu çalışmaya gayret ediyoruz. Özellikle hizmet çabalarına destek veriyoruz. 20 yıldır halkına temel hizmetlerde zorlanan bir ülke. PKK tam da Irak’taki karışıklıktan faydalanarak meydan genişletmiştir. PKK, Türkiye’de 1 cm kare bile toprak kontrol edemiyor. Suriye ve Irak’ta daha geniş yer  teşkil ediyor başkalarının desteğiyle. Bu şunu gösteriyor, aslında PKK kendilerini misafir eden ülkelerin düşmanı. Bu noktada bana zarar veriyor daha fazla Irak’a zarar veriyor Suriye’ye zarar veriyor. PKK’yı yasaklı örgüt ilan ettiler. Bu fevkalade önemli. Bu noktada fikir bütünlüğü içerisinde olmaları gerekli. Irak’ta farklı devlet kurumları var. Bunların aynı konuya destek vermeleri önemli. Çünkü ekonominin de enerjinin de içinde bulunduğu büyük bir ticaret ilişkisinden bahsediyoruz.

IRAK İLE İŞBİRLİĞİ YOLU AÇILDI

Sayın Cumhurbaşkanımıza duyulan güven burada çok önemli. Bizim fikirlerimiz duruşumuz amacımız hiçbir zaman farklı olmadı. Bunu gördükleri zaman biz Türkiye ile gelecek kuracaksak terör örgütlerinin olduğu ortama ne büyük yatırımcı gelir ne bankalar kredi verir. Irak’ın da artık buna ihtiyacı var. 

MUTABAKAT METNİ İMZALANDI

Şu anda aramızda devam eden iş birliği mekanizması var. Daha da üst çerçeveye taşıyacağız. Nisan ayında Cumhurbaşkanımızın ziyareti var. Üzerinde çalıştığımız sadece güvenlik değil, enerji, tarım, su geniş bir anlaşma metni üzerinde çalışıyoruz. Güvenlik bunun bir ayağı. Bir mutabakat muhtırası olacak.

TÜRKİYE BÖLGEDE İSTİKRAR İSTİYOR

Şu anda yürüyen istihbari bir işbirliği alanları var. Suriye-Irak arasındaki terör geçişini engellemek için merkezi yönetimle görüş alışverişimiz oldu. Bir takım sınırdaki yolların kapanması için biz de destek olduk. Bizim amacımız Irak’la Suriye arasındaki sınır emniyetini mümkün kılıp örgütün geçişini bitirmek. Örgüt yapısına yönelik tedbirlerin düşünülmesi önemli. Bizim orada egemen olan siyasi iradelerle anlamlı ilişkiler geliştirmek niyetimiz. Burada sözle düşünmeyle alanları iyi yönetirseniz askeriniz istihbaratınız daha az yorulur. Dolayısıyla amacımız bölgedeki ortaklarımızı terörle mücadeleye ortak etmek. Çalışmalar iyi gidiyor, Irak da büyük adım attı. Herkes elektrik istiyor, yol istiyor, iyi bir eğitim istiyor, hastane istiyor. Irak son derece zengin bir ülke petrol açısından. Biz de Türkiye olarak bölgede bizden daha iyi bir ülke olamaz.

DERDİMİZ BÖLGE ÜLKELERİNİN ÖRGÜTE DESTEK VERMELERİ

Bizim önem verdiğimiz konu örgüte sahip çıkılmayıp destek verilmemesi. Bizim derdimiz örgütle değil, örgüt yüzünden bölgedeki ülkelerle ilişkilerimizin kronik bir şekilde bozulmasını istemiyoruz. Burada diplomasi ile çözmek niyetimiz çözülmezse mecburen silahlı kuvvetlerimiz devreye giriyor.

Süleymaniye şehri kadim bir şehirdir. Böyle büyük bir şehrin Türkiye Cumhuriyeti’nin hasımlarının bulunduğu yer olarak çıkması manevi olarak da bizi çok üzüyor. Örgütün Süleymaniye civarında varlığına destek verilmesiyle kalmıyor, Suriye’deki YPG’nin lojistik  olarak desteklenmesi konusuna da Süleymaniye’yi dayanak olarak kullanıyorlar. Bastırınca da “Bu ABD’nin baskısı, Süleymaniye’deki ortamı kullanıyorlar hava köprüsü olarak kullanılıyor” diyorlar. Biz bu mazeretleri kabul etmiyoruz. Açıkçası bu konudaki baskımız devam edecek. Yol yakınken yollarından geri dönmeleri lazım. Bağdat, Kerkük, Musul’da terör örgütüne artık yer yok. Geleceği beraber kuracağız. Biz bu ruhla bu aktörlere yaklaşıyoruz. Süleymaniye’deki halk Türkiye’nin dostu kadim bir halk.

IRAK TARAFINDAN TERÖR ÖRGÜTÜ İLAN EDİLMESİ

Sistem içerisinde bu hız nasıl gider öngörmek zor. Biz hep şuradan bakıyoruz. Bizim talep ettiğimiz adımlar var. Ona bakıyoruz onun hayata geçmesini bekliyoruz. Müşterek harekata nasıl geçeriz. İşbirliği alanları daha önce oldu. Bunu daha geniş bir alana nasıl taşırız. Güvenliğin dışında da çok önemli alanlar var.

KERKÜK’TE YENİ BİR DURUM SÖZ KONUSU MU?

Şu anda bir denge arayışı var. Dönüşümlü bir yapıyı öngörüyoruz. Belli bir dönem Türkmenler, belli dönem Araplar, belli dönem Kürtler dönüşerek valilik yapsın. Şehrin ahenginin bozulmaması lazım. Yoksa PKK, DEAŞ devreye girebiliyor. Onları elemine etmek için böyle bir sistem için görüşüyoruz. Temaslarımız devam ediyor. Buna ihtiyaç var DEAŞ’la mücadeleden sonra Kerkük diken üstündeydi. Şimdi normale dönmesi gerekiyor. İnşallah oradaki taraflar bizim bu telkinlerimizi dinler.

HAŞDİ ŞABİ’NİN BAKIŞI

Haşdi Şabi’nin bizim mutabakatımıza bakışı olumlu. Haşdi Şabi Komisyonu Başkanı Falih el-Feyyad toplantıdaydı. Öncesi de Türkiye’ye ziyareti vardı benimle de görüştü. Sürekli irtibattayız. Bütçesini merkezi hükümetten alan silahlı resmi bir milis güç. Masada onların da olması önemli. Daha sonra hiçbir taraf, ‘ben bu konudan haberdar değildim’ demesin.

OPERASYONLAR DEVAM EDECEK

Irak’la ilgili terörle mücadelede ABD ile görüşmelerde oradaki ABD birliklerine yönelik muhtemel bir kaza olup olmaması konusunda gerekli mekanizmanın kurulması. Bu bizim ulusal güvenliğimizin konusu. Operasyonlarımız kesintisiz devam ediyor. Aslında PKK’ya alan kapatma faaliyeti. Bu planın adım adım ilerlemesi. Bunlar devam edecek örgüt tehdidi bitene kadar.

ABD İLE YENİ SÜREÇ MESAJI

ABD’nin YPG’ye olan desteği bizim için bir numaraları tehdit. Bizim için kırmızı çizgi. ABD bunun için geçici demişti. Bizim tavrımız net. Obama döneminde başlayan politika bizim de lehimize değil onların da değil. ABD’ye hep diyoruz; bu sizinle bizim aramızda bir sorun alanıdır. Bu alanı kapatmamız lazım. Şu ana kadar yaptığımız diyaloglarda bunu biraz daha beraber konuşup, değerlendirelim durumu var. Kendi içlerinde de yürüyen bir dinamik var. DEAŞ’la mücadelemizin ne kadar tarihi bir mücadele olduğunu bizi takip edenler bilir. Şu anda DEAŞ tehdidinin var olduğunu ikna etmeye çalışan bir kanat var. Biz Irak’ın topraklarını, Suriye’de işgal etme niyetinde değiliz. Cumhurbaşkanımızın liderlik tarzını da biliyorlar. Sen benim düşmanımı beslersen ben buna sessiz kalamam. Senin de sessiz kalmadığın gibi.

ŞAM REJİMİ İLE İLİŞKİLER

Şam ile görüşmekten ortada olan sorunları konuşmaktan hiçbir zaman geri durmuyoruz. Bölgedeki gelişmelere göre almış olduğu kararlar var. Şam’da, İran varlığı var, Rusya varlığı var. Şam yönetimi bir görüş oluştururken, İran’lıları hesaba katmak zorunda Rusya’yı hesaba katmak zorunda. Bu zor bir denge. Bizim İran ve Rusya ile sağladığımız yıllardır bir denge var.

F-35 MESELESİ NE OLACAK?

 F-35 ile ilgili uzmanlarımız bu konuda devletin çıkarlarına göre karar verecektir. Bunların hepsi bir hesaplama işi. Önemli olan NATO müttefiki iki ülkenin bir ilişki sarmalı. Sen bana belirli bir yaptırımlar uygularken, Suriye’de teröre karşı operasyon yapıyorum diye Avrupa’da orda burada konuşuyorsun. Biz ciddi bir devletiz. Önemli olan müttefiklerin birbirleri içerisinde dışlayıcı bir tavrı olmaması.

GAZZE VE UKRAYNA’DAKİ DURUM

Birincisi gerek NATO gerek Avrupa platformlarında bu yönde barış çağrısı yapan ülkelerden biriyiz. Bu savaşın artık durması lazım. Gazze’de çok sayıda insan büyük bir trajedinin kurbanı. Cumhurbaşkanımız bütün bir liderlik kredisini kullanarak barış çağrısında bulunuyor. ABD’de de başka toplantılarda da bana hep soruluyor. Dediğim şu, yıpratma savaşına döndü her iki taraf da kayıplar veriyor. Bu yayılma riskini diri tutuyor. Biz bu durumdan rahatsızız. Savaşın bölgeye yayılma riski var. Yayılma önce dille başlıyor sonra eyleme dönüşüyor. Ukrayna’daki duruma bizden daha çok Avrupa’nın tedirgin olması gerekiyor.

Gazze ile ilgili süreç yüreklerimizi dağlamaya devam ediyor. Kafamız kalbimiz 2.2 milyon köşeye sıkıştırılmış kardeşimiz ile beraber. 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir